Raşidi Tarikatı – Raşidin Yolu – Raşidin Çizdiği Yol

Tarikat Nedir Tasavvuf Nedir ve Raşid-i Tarikatı Hakkında Bilgiler

Öncelikle Tarikat nedir meselesine girersek

Arapça tarikat yol demektir, Tarik yol demektir, tarikat ise gidilen yollar,..

Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinden buyurmuşlar ki

“Allah’a giden yollar, gökyüzündeki yıldızların adedince çoktur.”

ve işte tarikatler tasavvuf yöntemi ile, insanları Allah’a seyri sülük ettirmektedir. yani seyri illallah, manası ise, Allah’a doğru sefer etmek, yolculuk etmek, yol almak demektir, ve yol almak için, illaki bir yol lazım ki, o yolda gidebilesin, ve her enbiya ve evliya bir yol tayin etmişler, Allah’a Giden Yol, ve bu Peygamberimizin ki  mesela Müslümanlık, hz İsa’nın ki, Hristiyanlık, hz. Musa’nın ki bu Musevilik gibi bir yol ve, din, usul, bu usulü Cenabı Mevla, bizzat kendisi kitap göndererekten öğretmiş, ve peygamberini de, bu usulü öğretme hususunda öğretmen ve Mürşit Tayin etmiş.

Her peygamber de beşer ve insan olması Hasbi ile, eceli geldi mi, ahirete ve Allah’a kavuşmuş, yani vefat etmiş. Öyle olunca, peygamber gidince, peygamberin yolunu devam ettiren, onun usulünü benimseyen, ve onun ümmeti olan, ve arkadaşı olan kimseler, bu yolları devam ettirmişler, ve gündeme uygun yeni usuller ve uygulamalar sünnetler geliştirmişler. işte bizim dinimizde, İslam’da Dinimiz İslam’da bu yol belirleyen kimselere biz, “evliya” ismini veririz. Aslında Allah, kur’an-ı Kerim’de, kendisini, yani Cenabı Mevla müminlerin mevlasıdır, ya da velisidir diye tarif ediyor,

ذٰلِكَ بِاَنَّ اللّٰهَ مَوْلَى الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَاَنَّ الْكَافِر۪ينَ لَا مَوْلٰى لَهُمْ۟

Muhammed Suresi 11. Ayet

Mevlana demek, Veli demek, yani velisidir, o yüzden işte, Mevlana Celaleddin rumi nin isminde ki  mevlana’daki “Mevlana” da aynı şekilde yani “velimiz”

VELİ NE DEMEK, NE ANLAMA GELİR? VELİ KELİMESİ TDK ANLAMI

1-Bir çocuğu koruyan, işlerine bakan ve her türlü davranışından sorumlu kimse, ege, iye
2- Ermiş
3-Veli demek, Hani bir iş yapacağımız zaman, ona danışılan, ona sorulan, Yetkili kimse gibi bir mana.

اَللّٰهُ وَلِيُّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُواۙ

Bakara Suresi 257. Ayetten pasaj

işte müminlerin velisi Allah olunca, Allah’la irtibatı güzel olan Kullar, Herhangi bir problem veya sorun olduğunda, onun çözümünü Allah’a danışıp, ondan aldıkları cevaba göre, Bir yol ve usul belirlemişler.
Bunun bariz bir örneği istihare namazi ile bir işin sonunu Allah’a sormak kalmış bizlere…

ve o usule uyanlar, o tarikin ya da yolun mensupları olmuş, o yolu benimseyen kimseler olur. Ve bu yüzden Yollar, çeşitli Dallara ayrılmış, Bunlar bizim İslam dininde, kadiriler, rufailer, nakşiler gibi hak tarikatlara bölünmüş, “Hak tarikat” Demek gerçekten İslam’dan ayrılmadan düzgün bir usul belirlemiş ve hayat tarzı benimsemiş kimselerin uygulamalarına verilen isimdir.

Çünkü mesela Peygamberimiz döneminde daha Amerika keşif olmadığı için, mesela patates, mısır ve domates, Amerika’dan diğer ülkelere ithal edilmiş ya da ihraç edilmiş, bir ürün, Biz bunu yenip yenmemesi hususunda, mesela helal ve haram meselesi var, Peygamberimizin yedikleri ve tavsiye ettiklerini Biz Helal biliyoruz, Ve Kur’an’da yazanları, Kur’an’da yazmayanlari da Peygamberimiz uygulamasında, Eğer yedi veyahutta tasdik ettiyse “sarımsak “misali gibi “sarımsak ” için “ben cebrail ile konuşuyor olmasaydım bende yerdim” melekler kötü kokuları sevmez dedi, bu yüzden o  kendisi yedi yahut tavsiye  veya tasdik etttiyse, yenilir dediyse, onları biz helal bildik. Peki bu patates,… Peygamberimizin döneminde olmayan Peygamberimizin bulunduğu bölgede bulunmayan bir meyve ya da sebze yiyecek gıda olduğu için, buna gereken fetvayı kim verecek, Peygamberimiz öldü vefat etti, ona soramayız, işte Evliya denen veyahut da fakih denen kimseler, Alim denen kimseler, bu konuda görüş belirtmişler, şunları helaldir, şunlar helala yakındır, şunlar haramdır , harama yakındır diye, veya yenmez diye usul belirlemişler.

Mesela İmamı Şafii demiş ki “Denizden babam çıksa, yerim” demiş Yani bu imam-ı Şafi’nin sözüdür. imam-ı Şafi’nin benimsemesidir, ama Hanefi dininde denizden çıkan her şey yenmez, balık cinsi yenir sadece, balık cinsinin de belirli olanları  yenebilir, hepsi yenmez. bu iki alimin iki ayrı usulü mesela işte. imam Hanefi’ye uyan kimseler daha dikkatli davranmışlar, mesela Böcük cinsi şeyleri yemek Hanefilerde helal değildir, deniz böcekleri mesela,… ama imamı Şafi’ye göre Deniz, su dan mamul olduğu için, su temizleyici olduğu için, Sudan çıkan her şey temizdir hükmüne varmış, ve “denizden babam çıksa yerim demiş” o da bir usul. işte sen bir ümmeti muhammed olaraktan, bunlardan İkisinden birisini seçmekte muadilsin, ister imamı Hanife’nin yolundan git, ister imamı Şafi’nin yolundan git.

Bu örnekte olduğu gibi her alim kendi benimsediği usulü talebelerine, mensuplarına, müntesiplerine öğretmiş ve, O yoldan gidenler o mezhebe ya da, o tarikata bağlı olmuşlar.

işte Allah’a giden yolların gökyüzündeki yıldızların adedince çok olması demek, alimlerin çok olduğunu, ışık saçan kimselerin, ilmi ile ışık saçan kimselerin, Yıldızlar kadar çok olduğunu belirtmek istemiş burada Peygamber Efendimiz, sadece kesreti kullanmak için, çokluk kelimesini kullanmak için, gökyüzündeki yıldızlar misalini vermiş.

işte o yüzden Allah’ın sevgisini kazanacağımız ameller çoktur, bunları Peygamber Efendimiz tarif ederken, mesela yoldaki taşı kaldırmak bir sevaptır, selam vermek sevaptır, selam almak sevaptır, cenazenin defninde bulunmak sevaptır, hasta ziyareti sevaptır, Sadaka sevaptır, miskini doyurmak, yolda kalmışa yardım etmek, talebeye yardım etmek ve benzeri hayırlı amelleri tarif etmiş, fakat Mesela bugün İnternet denen bir uygulamamız var, bu Peygamberimiz zamanında yoktu, şimdi internetten sevap kazanmanın yolları nelerdir? mesela Bunlar Peygamberimizin usulünde yoktu? yoldaki taşı kaldırmak vardı da, internetten sevap kazanma usulleri yoktu, Mesela bir sayfa açıp orada ilim yaymak, yahut oradan resim paylaşmak, müzik paylaşmak sevap mıdır? Bunların hepsi bugün var o günlerde yoktu, bugünkü uygulamaların yapılmasındaki fetvalara ihtiyaç var. Ve bunları Bir Alim, Allah’tan korkan, sakınan takvalı bir Alim, nasıl kullanıyor, nasıl bunlardan faydalanıyor, ve insanları da bundan nasıl faydalanmaya teşvik ediyor baktığımız zaman, işte o alimlerin itinalı davranışlarında gördüğümüz halleriyle Biz de yol aldığımızda, Yani Bu komnuda ki Allah’a giden bir yolu bulmuş oluruz. Bu bir misal.

Fakat bu Peygamberimiz zamanında, işte Peygamberimiz buyurmuş ki yine başka bir hadis-i şerifinde,

“Benim Eshabım Gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız kurtuluşa erersiniz” buyurmuş

Öyle olunca her bir Ashab’ta, birkaç tane veya, bir tane iki tane, Peygamberimizin uygulaması, hadisi, sözü veya fiili saklı, işte onları öğrenip, Biz tatbik ettiğimiz zaman, o yola girmiş oluruz. Şimdi ben eğer Afyon’daysam, Afyon’dan İstanbul’a gideceksem, şimdi arabaya binip, Sandıklı garajından arabaya binip, Ankara’ya doğru, ya da İstanbul’a doğru yola Çıktığım zaman, İstanbul’a varmış değilim, Henüz daha ancak Yolun Başındayım, daha Kütahya’yı geçeceğiz, adapazarı’nı geçeceğiz falan fesleğen, Ondan sonra İstanbul’a varacağız ya da Ankara’ya varacağız değil mi, böyle olduğu gibi, şimdi hemen bir ashabın bize öğrettiği hadisi yapmakla, uygulamayı tatbik etmekle, Yani hemen Biz Allah’a, cenab-ı mevlaya vasıl olmuş değiliz, ama kurtuluşa erdiren ameldir, ama yani yolun başındaki birkaç kilometreyi gitmek gibidir, ama Yol uzun değil mi? Yol uzun, mesela Afyon’dan Ankara’ya 450 kilometre, Mekke ile Medine’nin arası gibi, Öyle olunca işte yoldaki güzel meyveleri toplaya toplaya gitmek lazım, yani nasıl bu usul işte, bu ashab-ı Keiim’dan birisinden birisini öğrendik, diğerinden başkasını öğrendik, Artık Ashabı Kiram gitti Tabiin gitti,… anca alimler kaldı işte, alimlerin uygulamaları ile de, bugün ki yolumuzu düzgün bir şekilde devam ettirmek mümkün. ama Tabi gerçek evliyayı, gerçek Allah dostunu bulmak biraz zor. Bugünün döneminde herkes tarafgir olmuş, Eğer bir siyaset adamına bağlı değilsen, seni barındırmazlar, sana söz söyletmezler, Hele bir de iktidar partisine bağlı değilsin, O günün iktidarının partisine, o gün seni taşlarlar, ve sözün lafın kaale alınmaz, bir yere varmaz. Meğer ki kendi içinde, kendi grubunda söylenesin, anlatasın, onun dışına çıkamazsın. yine dünyadaki Global sisteme karşı bir laf söylediğin zaman, yine seni barındırmaz ve seni kaale almazlar, hal böyle olunca, bugün gerçek alimi, hak sözü korkmadan söyleyebilen ve doğru uygulamayı yapabilen kimseler azalmış. Onlar ancak pirincin içindeki taşlar gibi yani pirinç bir çuval Ama içinde 50 tane de taş olduğu gibi onun içindeki aranılan taşlar gibi olmuşlar, ya da kömürün içindeki elmaslar gibi olmuşlar, arada bul onları bugün.

Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

    “Allah Teâla Hazretleri şöyle ferman buyurdu:”

    “Kim benim veli kuluma düşmanlık ederse, ben de ona harp ilan ederim. Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım (aynî veya kifaye) şeyleri  eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı (aklettiği kalbi, konuştuğu dili) olurum. Benden bir şey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum. Ben yapacağım bir şeyde, mümin kulumun ruhunu kabzetmedeki tereddüdüm kadar hiç tereddüte düşmedim: O ölümü sevmez, ben de onun sevmediği şeyi sevmem.”

(Buhârî, Rikak 38.)

işte Peygamber Efendimiz bu hadis-i şerifelerinde buyurmuşlar ki  Rabbimiz Diyor ki : Kulum farzlar ile bana yaklaşır, sünnetlerle daha fazla yaklaşır, ondan sonra nafilelerle bana İyice yaklaşır, ve artık ben onun gören gözü, duyan kulağı, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. o benimle görür, benimle duyar, benimle yürür.. şeklinde bir Kutsi hadis rivayet etmiş. Peygamber Efendimizin bu Hadisine binaen işte farzlar en önemlileri Namaz, abdest, Oruç imkan olana Hac ve zekat, Onun dışında da işte daha imkanı olan sadaka, Salih amel, işte Salih amellerin bazılarını da 54 farz denilen farzlarda alimler açıklamışlar. bu 54 farzın dışında farz yoktur gibi değil, işte yani Mesela Salih Aleyhisselam’ın dini, daha önceki vaazlarımızda anlatmıştık, hayvan haklarına saygılı olmak, hayvanları Peygamber Efendimizden yine Kutsi hadiste Rabbimiz buyurur ki “onlar benim dilsiz kullarım” diye tarif etmiş yani biz dilini anlamıyoruz, dilleri var, fakat biz onların dilini anlamıyoruz, bugün hepsi neredeyse konuşacak seviyeye geldiler, İnsanlar biraz ilgi gösterince, onlar da insan gibi insanlarla anlaşmasını iyice öğrendiler, yani dıştaki vahşi hayvanlar bile, insanla anlaşabiliyor, yani dilimiz aynıymış, insanlık dili aynı, Merhamet en güzel dil, Merhamet dili, Vicdan dili, Vicdan dilini bilen kimse, bütün hayvanlarla, merhamet dilini bilen kimse bütün hayvanlarla anlaşabilir, konuşabilir, derdini anlatabilir, onlar da onlara derdini anlatabilir, anlayabilir. Öyle olunca Salih Aleyhisselam işte Devenin de su içme hakkı vardır davasını sürdürmesi, Cenabı Allah tarafından istenmiş, ve uygulamış olan peygamber Aleyhisselam, ve dini hayvan haklarını savunmak, böyle olunca, işte yani farzlar sadece o 54 farzdakiler değil, yani baktığımız zaman Kur’an’dan sünnetten ve bunun dışında  da, yani gördüğümüz zaman, hak olan şeyleri, idraki olan biri anlayabilir. Her  doğrunun eğrisi de vardır, Evet gecenin gündüzü de vardır, her şeyi Allah zıttı ile Kaim etmiş, Öyle olunca bir fiilin kötüsünü gördüğümüz, zaman illaki iyisi vardır, Sen iyi olanını Yapmaya gayret et ki, doğru yolda bulunasın, her namazda okuduğumuz Fatiha Suresinde de doğru yolu ihdines sıratel müstakim, sıratı müstakim, Doğru yol, Doğru yol, yani hak yol demek, işte hak tarikatta, Aynı mana, tarikat demek yol demek ya, Bir nevi sırat-i müstakim demek, “Hak tarikat” demektir, yani Hak tarikat, Doğru Sırat üstünde bulunmak, yol olmazsa Araba nereden gidecek, Hak yol, işte doğru yol üstünde bulunan araba binek gibidir tarikatta yolculuk almak.

“Tasavvuf” ise vaaz, sohbet ve nasihat yoludur, ve bir de zikir ve Ezkar yoludur.

Birşeyi 40 kere söylersen olur mu?

Hani derler ya Bir şeyi 40 kere dersen yada söylersen olur diye bir deyim ya da atasözü bir biliş vardır.

“kırklar” o yüzdendir “40 kişi bir araya geldi mi illaki biriniz evliyasiniz dir” diye tarif etmiş Peygamber Efendimiz, ve yine Şafii mezhebinde mesela cuma namazı 40 kişi olmadan kılınmaz, sebebi bu yüzdendir, Yani bir kimsenin namazı, 40 kişinin içinden sadece bir kimsenin namazı kabul olsa, diğerlerinin namazida, onun hürmetine kabul olur meselesi ile, cuma namazı 40 kişi olmadan kılınmaz, ve bu kırk meselesi işte yani aynen bu 40 meselesinde olduğu, gibi bir zikri 40 kere tekrar etmek, yani “Allah mümindir, müminleri sever”, “Allah tevvabtır, tövbe edenleri sever”, “Allah kudüs’tür, kutsalları koruyanları sever” ve benzerleri, Allahu Teala’nın isimleri, işte bunlar zikredile zikredile aynı 40 usulünde olduğu gibi, bunlar sen de ahlaki hasane haline gelir. O yüzden tasavvufta yolun araçlarından birisi zikirdir ve tesbihtir.

“Dervişin fikri neyse zikri de o dur”

diye bir söz vardır. Öyle olunca işte zikir Senin, benim, o’nun güzel hasletleri kazanmamızdaki araçlardan birisidir. Çünkü Allah Haşr suresindeki, Hüvallahüllezi diye okuduğumuz, ayetlerde “Esmaül Hüsna” Bütün güzel isimlerin Allah’ın olduğunu “Esmaül hüsna” da da güzel ahlakın gizli olduğunu bize gizli şekilde ya da alenen bildirmiş bulunuyor. işte o isimleri tekrar ederekten. zikretmek. o  güzel hasletleri kazanmanın bir yolu yöntemi, ve Tasavvuf ehli işte, zikrederekten, güzel ahlakı kazanmaya çalışmışlar, her tarikatın açıktan veya gizli yaptığı zikirleri vardır, ve tuttuğu yol, sünnetleri, uyguladığı sünnetler vardır, bazı sünnetler onlarda Galebe çalmıştır, Yani daha fazla uygulanan sünnetlerdir. işte Öyle olunca, dediğimiz gibi zikrin tekrararı, bir gün sen de de o güzel hasletin ortaya çıkmasına sebep olmakta.  “dediğin kaderin olur” meselesi.

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِقٖينَ

Tevbe Suresi – 119 . Ayet

Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.

Kur’an-ı Kerim’de de iyilerle beraber olun meselesi bu yüzdendir ki, iyilerin fikri de ameli de güzel şeylerdir, güzel bir fikirle güzel amellerdir, fiillerdir, onlarla birlikte olmak da da “Hal geçmesi” denilen bir yöntem ile Hani Atalar demiş ya

“sarı öküzün yanında duran, ya huyundan, ya suyundan kapar” demişler.

Yani iyinin yanında Duran da ya amelinden ya sözünden faydalanır

Ebû Mûsâ el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“İyi ve kötü arkadaşın hali, güzel koku satanla körük çekenin haline benzer: Misk satan, ya sana güzel kokusundan bir miktar meccanen verir ya  sen satın alırsın, ya da (hiç değilse onunla beraber olduğun sürece) güzel koku koklamış olursun. Körük çeken kimse ise, ya  elbiseni yakar ya da (en azından) körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun.”

(Buhârî, Zebâih 31, Büyû’ 38; Müslim, Birr 146. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 16)

Peygamberimiz de buyurmuş ki

müminin yanında bulunan en azindan kokusundan faydalanır, kafir ve kötülerin yanında bulunan da kömürün karası gibi zararından etkilenir.
işte cemaat Olmanın Önemi de, bir tarikatta grup olma,  bir gruba müntesib olma, intisap etmeninin sebeplerinden birisi de, iyilerle birlikte olmak farzı yüzünden, kur’an-ı Kerim’de emredilen bir husustur, Hani farzlar bu kadar az degil sadece 54 degildir, dedik ya şimdi 54 farz Bak burada kur’an-ı Kerim’de iyilerle birlikte olun Bir emirdir, iyilerle birlikte olmak için, bir grup olması lazım ki, işte bu “Hak tarikatlar” da iyi amellerin açığa çıktığı ve uygulandığı yer ve gruplardır.

“Seyri Sülük” ise “insanı Kamil” olmanın yöntemidir. Kamil insan, yani olgunluğa ermiş insan demek, sözüne dikkat eden, fiiline dikkat eden, önünü gören, ufku açık, firaseti açık, yaptığı işin hikmetinin farkında olan, amelinin hikmetinin farkında olan, amellerinin ileride nereye varacağını hesaplayan, herhangi bir tehlike durumunda, tedbir alan, etrafını da bu konuda uyaran, yani ve benzeri konular nokta.. nokta…  Öyle olunca işte bir gruba bir tarikata intisap etmek Bu yüzden önemli ve gerekli.

Biz de yani ben Karoğlan Raşit Tunca “Raşidi Tarikatı” nı kurdum, ve bir yol ve usul benimsedim.
Bu usulde de yaklaşık 28 tane sınıf var, o’nda zikredilecek zikirlerimizi bina ettik, sınıflara uygun öğrenilecek tatbik edilecek uygulamalar var ve sohbetlerimizde bunları anlatıp öğretiyoruz.
Tarikatımıza yani usulümüze ve yolumuza intisap eden  kimselerin getirisi, en azı bunlardan, günde 5 vakit namazlardan önce 13 Estağfurullah çekmek, namazlardan sonra yine tekrar 13 Estağfurullah çekmek tir. mesela sadece bunun getirisi, Allah tevvabtır, tövbe edenleri sever, Hususunda bir uygulama, her an tövbe üzeri bulunmak. Yani bir hadiste 8 saat geçmeden önce tövbe ederse bir kimse günahlari deftere yazilmaz. iki Yanımızdaki “Kiramen Katibin melekleri” işte Sağdaki Melek komutan ve sevablari yazar, soldaki de günahlari yazar, soldaki Melek günahı yazacağı zaman, Dur bekle dermiş, soldaki Melek günahları yazan, Sağdaki iyilikleri yazan, ve soldaki Melek, herhangi bir hata yaptığımızda yazacağı zaman, Sağdaki Melek Dur bekle dermiş, bu bekleme hususun da da  8 saat ya da 5 saat, en az 5 saat ya da 8 saate kadar beklemesini emredermiş, yazayım mı? bekl yazma, yazayım mı? yazma bekle, yazma bekle ve en son işte 8 saatten sonra, artık Tövbe etmezse, soldaki Melek, şu hatayı yaptı, şu günahı işledi diye deftere yazarmış, mış, miş, Öyle olunca işte, iki namaz arası yaklaşık olaraktan 4-5 saat, her 4-5 saatte bir gerçekten, kalpten tövbe eden bir kimse, bu bizim tarikatta adab,  Estağfurullah çeken bir kimse, Hatta etse bile, hatalarını Kiramen Katibin melekleri işte soldaki Melek Hatalarımızı yazmaz, tövbe etti diye yazar, hata etti ama tövbe etti diye yazar,

“Bütün Âdemoğulları günahkârdır, günahkârların en hayırlıları ise tövbe edenlerdir.”

(İbn Mâce, Zühd, 30)

“Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.”

(Müslim, Tevbe, 9-11)

Öyle olunca işte, Allah Teala da, Müntesiplerimiz hata etse bile,

إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلتَّوَّٰبِينَ وَيُحِبُّ ٱلْمُتَطَهِّرِينَ

Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever.

Bakara Suresi 222. Ayetten pasaj

Allah tövbe edenleri sever kuralı gereği, inşallah O Rahmana’a, ahirete geçtiğimizde, cenab-ı Mevla’nın huzuruna Vardığımızda, İşte o hatalarımızdan dolayı sorumlu olmayız, Yani en az getirisi Bunlardan birisi mesela bu, tarikimize intisap etmenin faydalarından birisi,.. diğer faydaları mesela bir usul vardır ki, güneş doğar, siz o usule uyup zikrinizi yaptığınız zaman, bir usul var ki, yağmur yağar, kar yağar, yine bu hadislerle sabittir, Peygamberimiz yağmur duasına çıkmış,.. ve bir hadisinde de bazı kimseler var ki onların hatırına güneş doğar yağmur yağar hadis-i şerifi Kırklar Abdallar hadis-i Şerifi vardır

Abdullâh b. Mes`ûd Rasûlullâh’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir.

“Allah’ın yaratılanlar arasında üçyüz’leri vardır. Onların kalpleri Âdem’in kalbi üzeredir (Onun gibi düşünürler, Onun duygularını taşırlar). Yine Allah’ın yaratılanlar arasında kırkları vardır. Onların kalpleri Mûsâ’nın kalbi üzeredir. Keza Allah’ın yaratılanlar arasında yedileri vardır. Onların kalpleri İbrâhîm’in kalbi üzeredir. Yine Allah’ın yaratılanlar arasında beşleri vardır. Onların kalpleri Cebrâîl’in kalbi üzeredir. Keza Allah’ın yaratılanlar arasında üçleri vardır. Onların kalpleri Mikail’in kalbi üzeredir. Allah’ın yaratılanlar arasında bir kulu vardır. Onun kalbi İsrâfîl’in kalbi üzeredir. Bir olan öldüğünde Allah onun yerine üçlerden birini getirir. Üçlerden biri öldüğünde Allah onun yerine beşlerden birini getirir. Beşlerden biri öldüğünde, Allah onun yerine yedilerden birini getirir. Yedilerden biri öldüğünde Allah onun yerine kırklardan birini getirir. Kırklardan biri öldüğünde onun yerine üçyüz’lerden birini getirir. Üçyüz’lerden biri ölünce de onun yerine avam halktan birini getirir. Onlar vesilesiyle yaşanır ölünür. Yağmur yağdırılır, bela def edilir.”

1) İbn Mesud’dan nakledilen “Allah’ın yaratılanlar arasında üçyüz’leri vardır. Onların kalpleri Âdem’in kalbi üzeredir…” manasındaki hadis rivayeti için bk. Aclunî, Keşful-hafa,1/33.

2) İbn Ömer’den nakledilen “Ümmetimin her asırdaki seçkinleri beş yüz tanedir. Ebdâllar ise kırktır…” manasındaki rivayet için bk. Ebu Nuaym, Hilyetu’l-Evliya, 1/ 8; Kenzu’l-Ummal, h. no:34591.

3) “Ebdâl kırk adam kırk kadındır. Her ne zamân bir adam ölse Allah onun yerine başka bir adam getirir. Her ne zaman da bir kadın ölse Allah onun yerine bir kadın getirir.” hadisi için bk. Deylemi, 1/119-120/h.no: 405; el-Hallal, Keramatu’l-Evliya,1/1;  Kenzu’l-Ummal, h. no: 34597.

İki Cihanın Güneşi Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm
işte Peygamber Efendimiz İki Cihanın Güneşi olması Hasbi ile güneşimiz, her Güneş  gibi Alfa, Beta, Gama ışınları yayar, buna “Glow” denir Glow yani ışıma yansıma arapcada “Ziya”demektir.
Ziya demek Ziya demek Glow demektir ışıma yansıma demektir, Peygamber Efendimiz bunu her hareketinde, Alfa hareketi yaparaktan, Alfa hareketi yaparaktan, Glow yani, gezen yürüyen Glow yayan, ışıma yansıma yapan bir kimse olaraktan yaşamıştır, mesela bunu resimlerimiz ile gösterdik müntesiblerimize bir oturma usulu gösterdik, yine misvak tutuşu, oturuşu ve  el yazısı ile yazmayı her şeyde Alfa yapmak Alfa hareketi yapmaktır glowluk, yani güneşlik makamına çıkmaktır, Tarikatımız da belli bir yer vardır ki, işte belli zikirlerden sonra güneş makamına çıkılır, bunları yaptığın zaman, güneş makamına çıktığın zaman, artık sen de bir güneşsindir, artık bir ışık yayarsın Alfa Beta Gama ışıması yayarsın…
işte bunlar tarıkımızın sadece birkaç özelliğidir girdikten sonra, intisab ettikten sonra yol almanız, artık yani Kamil insan olma yolu, Ondan sonra, Safiye, saf ve temiz insan olma yolu, Ondan sonra Allah görüyormuş gibi ibadet eden insan haline gelmenizdeki vesilelerdir, seyr-i sülük demek geri yolculuk demektir, kur’an-ı Kerim’de buyurulduğu gibi ve ileyhi türceun

فَسُبْحَانَ الَّذِي بِيَدِهِ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Fe subhanellezi bi yedihi melekutu kulli şey’in ve ileyhi turceun.

O, çok yüce ve çok üstündür. Her şeyin mülkü ve egemenliği O’nun elindedir. Ve O’na döndürüleceksiniz.

ondan geldik ona döndürüleceğiz, işte bu dönme yoluna başlamayan kimseler, geri gitmeyen kimseler, Allah’a vasıl olamaz. seyri sülük demek de geri yolculuk, biz Nereden geldik, Annemizden doğduk, annemize geri gitmek gibi yani, annemize geri gitmek gibi yolu tersinden okumak, sadece tersinden yolu okumak, okuduğumuz zaman, geldiğimiz yolu anlarız, geri gitmemiz gereken yolu da biliriz, işte Allah’tan geldik Allah’a gideceğiz, topraktan geldik toprağa gideceğiz, en özümüz ondan önce toprak, ondan önce Işık ruhumuz, Işık enerji ve bunlar bütün usuller şeklinde, zikirler şeklinde, sohbetler vaazlar halınde anlattık Bunlar, zikrettiğiniz zaman, zikirler şeklinde, zikrettiğin zaman, siz de de o bilgiler inkişaf edip açığa çıkacaktır, Zamanı geldiği zaman,

Evet bizim anlattığımız usulde “Tarikat nedir? yol nedir? Raşit tarikatı nedir? Tasavvuf nedir? neden gereklidir? Bu makalemizde açıklamış olduk vesselam…

Selamünaleyküm,..

Bu bir Karoglan Raşit Tunca Makalesidir
Raşit Tunca
Schrems, 14 Eylül 2023




Raşidi Tarikatı Kurucusu Kimdir : Başağaçlı Raşit Tunca – Karoglan Hoca
Kurucunun Kisa biyografisi : Başağaçlı Raşit Tunca – Karoglan Hoca Kimdir? Biyografisi
isim : Raşit Tunca
Göbek ismi : Selim
Soy Lakabı : Haceliler
Nickname : Karoglan veya Kar©glan ve imageman
Baba ismi : Mustafa
Anne ismi : Rabia
Dogum : 1970 Başağaç
Eğitim:
ilkokul : 1976 -1981 Başağaç
Ortaokul Lise : 1981 -1988 Sandıklı İmam Hatip Lisesi
13.06.1988 de 8.25 Diploma notu iyi derece ile Mezun oldu.
Yüksek Okul Üniversite : 1988 -1989 AÜHF – AYO
1989 da üniversiteyi 2. dönem sonunda yarım bırakıp terketti, ve 1989 yazında Avusturya ya Seyahati.
Mesleki Eğitim : Elektrik Teknisyenliği EBT ve EIT Sigmundsherberg Austria
Lehrabschlussprüfung : Elektrobetriebstechniker 25.01.2006 mit bestanden – Landesberufsschule Wiener Neustadt
Lehrabschlussprüfung : Elektroinstallationstechniker 24.06.2006 mit bestanden – Landesberufsschule Stockerau f Elektrotechnik
Öksüz:
1988 de Babasının vefatı
Ankara:
Yüksek Okul Eğitimi için Ankaraya gitdi. ilk defa bir akrabasının yanında Keçiören gazino durağı ile şose durağı arasında bir apartmen de ~ 3 – 4 hafta kaldı.
Sonra paralı özel yurt ‘RESA’ yurdunda Ulusda kaldı.
Daha Sonra Balgat taki Devlet Paralı Yurdunda kaldı.
Aile:
1990 senesi sonunda Evlendi.
2 Tane Çocuğu var biri Oğlan biriside Kız.
HAC ve UMRE :
1997 de Hac ve Umre ziyaretini Annesiyle birlikte Yaptı.
Dini ve Tasavvufi Hayat:
1991 senesinde Tarikatı Burhamiye ye intisab etti.
1992 de Nakşebend Tarikatına intisab etti.
~ 2003 -2004 arasinda Dusukiye Tarikatına intisab etti.
Halen Tasavvuf Yolunda “Only” Devam ediyordu ki sonudna bir yol (Tarik) olmanin, yol çizmenin önemini farketi ve, Raşidin kendi gittiği ve Çizdiği Yol olan, Raşidin Yolunu, Raşidi Tarikatını kurmaya karar verdi. Senelerden 2016 aylardan Ağustos.
Avusturya:
1989 da Avusturya Taş ocağında işci oldu (Wiener Baustof Werke).
Daha Sonra Firmasi iki defa el degiştirdi Poschacher Natursteinwerk oldu.
daha sonra Taş ocağından Çıkışını aldı.
Iki defa, yaklaşık altışar ay Büyük Kasap ” Gresinger”de çalıştı.
Mesleki Eğitim yaptı ( Ausbildung Elektrobetriebstechniker) mezun oldu ve sonrada “Installationstechniker” sınavına girdi ve kazandı mezun oldu.
Liesing Firmalarda Elektrik Teknisyeni olarak çalışdı.


Tarikatin Özelliği : Mevsim Tarikati yani günlerin, aylarin, gecelerin, gündüzlerin, nurun, ve ziyanin, ve mevsimlerin devaren ettirilmesini talim eden, bir yol ve tarik ve usul.

Kuruluş Sebebi ve Prensibi :

“River” Nehir ile yarışma, Nehir ile birlikte koşamazsın, o seni hep yener, çünkü sen yorulursun, amma o yorulmaz.
(Karoglan sözü 05.09.2016)

yukardaki söze açıklama : muhammed misyonu, ibrahim misyonu, kominizm misyonu, gibi bir misyon akıp gelen bir nehir gibidir, onlarin binlerce askeri vardır, sen yalnız başına onlarla yarışamazsın, onlar hep yener kazanır, çünkü onlar bir grup, o yüzden bir grup, bir tarikat olmak lazımdır, yalnız asker tek atlı araba gibi, grup 10 askerse 10 atlı araba gibidir, o yüzden raşidi tarikatını kuruyorum seven ardımıza takılsın.

Raşit – Raşid – RAŞiD – رَاشِدٌ isminin anlamı : رَاشِدٌ Raşit Raşid RAŞiD

Anlamları:
1. Doğru yola giden
2. Akıllı
3. irşad edip öğreten
4. Öğretmen
5. Baş Öğretmen
6 . Öğreten eğiten Allah
7. Öğretmen olan Allah
8. Olgun , Kemaline Ermiş ,Yetişkin, genc delikanli

MÜRŞiD : Egitici ,şeyh, mürebbi ,terbiyet edici, ögretici, ögretmen, Baş Öğretmen.

Raşidi Tarikatının Amacı ve Gayesi :
Başağaçlı Raşit Tunca – Karoglan Hocanin Hakkalyakin veya keşfen bilip yaşadiklarini, bir cemaate ve gruba ögretip, misyonunun, (Level in) ondan sonrada devam ettirilmesi.
Esteuzubillah

وَسَخَّرَ لَكُم مَّا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا مِّنْهُ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لَّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

Esteuzubillah

Ve sahhara lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı cemîan minhu, inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn.

Meali :
Ve göklerde ve yerde olanların hepsini kendinden (bir lütuf olarak) size musahhar (emre amade) kıldı. Muhakkak ki bunda, tefekkür eden bir kavim için mutlaka âyetler (ibretler) vardır.

CASİYE Suresi 13. ayet

وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً قَالُواْ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاء وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لاَ تَعْلَمُونَ

Ve iz kâle rabbuke lil melâiketi innî câilun fîl ardı halîfeten, kâlû e tec’alu fîhâ men yufsidu fîhâ ve yesfikud dimâe, ve nahnu nusebbihu bi hamdike ve nukaddisu lek(leke), kâle innî a’lemu mâ lâ tâ’lemûn.

Meali : Ve Rabbin meleklere: “Muhakkak ki Ben yeryüzünde bir halife kılacağım.” demişti. (Melekler de): “Orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Biz Seni, hamd ile tesbih ve seni takdis ediyoruz.” dediler. (Rabbin de): “Muhakkak ki ben, sizin bilmediklerinizi bilirim.” buyurdu.

Başağaçlı Raşit Tunca – Karoglan Hocanin Hakkalyakin veya keşfen, insanoglunun yerüyünden kainati idare edebilcek bir güce sahip oldugunu bilip, ve bu konuda bazi tatbikler yapinca, ve bunu devam ettirecek, ve ilerde dahada geliştirebilcek kivamda, yol arkdaşlari, tarik mensublari aramasi, ve bildiklerini, yetenekli ve ögrenip yaşamak isteyenlere anlatma istegi ve gayesi sebebiyle kuruldu. ve amaci ve gayesi sadece, insanin, yeryüzünün ve kainatin halifesi oldugunu bizzat, hakkal yakin insanlara ögretmek.

وَلَئِن سَأَلْتَهُم مَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ فَأَنَّى يُؤْفَكُونَ

Ve le in seeltehum men halakas semâvâti vel arda ve sehharaş şemse vel kamere le yekûlunnallâhu, fe ennâ yu’fekûn.

Ve muhakkak ki “Gökleri ve yerleri kim yarattı, Güneş ve Ay’ı kim (size) musahhar (emre amade) kıldı?” diye sorarsam mutlaka, “Allah” derler. O halde o misyonun, size yükledigimin kiymetini bilip, ona sahip cikin, yüklenin onu artik ,yani kainati yönetin artik.

ANKEBUT Suresi 61. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمَاء

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

innemâ yahşâllâhe min ibâdihil ulemâu

Meali :

Kulları içinde ancak alimler, Allah’tan (gereğince) korkar.

(Sadakallahul Aziym FÂTIR Suresi 28. ayetten pasaj)

Mesela sana bir örnek ile Elma diye bir bitki var, bu bitkinin cekirdegini topraga dikince, seninde Topragi elmaya ceviren bir fabrikan olmuş oluyor.
Yine Mesela Kayisi diye bir agac veya bitki var, onunda cekirdegi var, ve sen bahcene kayisi cekirdegi dikip, bakimini yapinca, yine seninde Topragi Kayisiya ceviren bir fabrikan olmuş oluyor. düşün eger o cekirdek olmasaydi, sen binler sene ugraşsaydin, ne topragi elmaya cevircek bir fabrika, nede topragi kayisiya cevircek bir fabrika kurabilir ve öyle bir Teknolojiye erişebilirdin, halbuki Hak Teala, bunu cennetten alip gelip, dünya da dikilmesini sağladı, ve artik cennet meyvasi dünyada topragi elmaya ceviren bir fabrikamiz var, hem bu bir tane degil, birde her elma fabrikasi yine, kendi gibi binler fabrika kurabilcek binler cekirdegide ayni anda imal ediyor. sen fabrika kursan, peki senin fabrikan, kendi fabrikasini bir de klonlaycak, kopleyecek, ayni fabrikadan kurulmasini saglayacak, Sıkıştrilimiş birde elma fabrikalari üretcek bir teknolojiye erişebilirmiydin, şayet bunu rabbimiz ikram etmiş olmasaydi. yani bunlari görüpde “Allahuekber” Rabbimiz büyüksün dememek eldemi peki. hani Hasan Kaçan vardiya ekmek teknesi dizisinde baba büyüksün diyorlardiya, yani Allahin bu mucizelerini bereketlerini gören birisi, ancak gercek alimlerdir, o nun bu harika fabrikanin daha mucizevi binler gizli halini, ancak hakkiyla gercek alimler anlayabilir, ve hakkiylada rabbinden, onlar korkar. ve namazda Allahu ekber denince, bunun elleri kulaklara kadar kaldirmak olmadigini, ancak onlar farkindadir, yoksa kulaklara kadar elleri kaldirmak bilmem kulak memesine degdirmek işin fasa fisosu, bu ancak rabbimizin, her an ayri demde ayri bri yartatişda, yeni bir sanatini icra ettigini görüp, ondan bu sanatin mucidindende hakkiyla onlar korkar. ve Rabbim Allahim büyüksün derler. oysaki halk elma yer, armut yer, birgünde demez, Allah bu topragi nasil oluyorda sulu armuta ceviriyor bize böyle? tatli rizik haline getiriyor demez, bir kere bile tefekkür etmez, yani öyle olunca yillardir uyuyan insanlik ve rabbimizin kudretinin ilminin büyüklügünü kebir ve tek ve yegana büyük “EKBER” oldgunu idrak etmek ancak ilim ile olur, ilim sahibinede alim denilir, ve eger bir alim gercek alimse, onun Allah a iman etmemesi düşünülemez, yoksa eger sahte bir alimse, bu eşsiz sanata kör bakar, onu bunu kopyeleyip, rabimizden caldiklarini ben buldum ben yaptim diye hirsiz tilkilik ederde, rablige kalkar. halbuki bütün fiiller ondan gelir yine ona gider, ve öyle olunca, ben ise bu ilimlere nasil sahip oluyorum, yahut bu alimler bu ulvi tefekküre nasil vakif oluyor, o da sen gibi ve aynen ben gibi, peynir ekmek, tarhana corbasi, elma armut,…. yiyoruz. nasil oluyorda benim yedigim ayni elma armut peynir ile ben bu tefekküre varirken, ayni elma armutu yiyen diger adam zerre ayikmiyor. ve Allaha tapacagi yerde, bir de isyan edip, Allah i yok sayiyor, fark nerde peki, işde fark : nasil bir elmayi nereye diksen, elma fabrikasi olup o yeni elma ve elma fabrikalari üretiyorsa, ben ve alim kimseler dahi, ayni elma gibi, armut gibi, yahut oksijen gibi, altin gibi, ayri bir türüz, cünkü benden de yaratan bir cift yaratmiş, ezvac halinde, ve benim fabrikada işde, ayni senin yediginden yesemde, benimki böyle bir meyva ve ilim ve tefekkür meydana getiriyor, ayni bahcenin topragindaki iki daldan, elma dali topragi elmaya, portakal dali ise, yani diger bir avuc topragi, portakala cevirdigi gibi, benimkide böyle, senide benide hayret makamina cikaran bu ulvi tefekküre götürüyor elhamdülillah. ve sen hased edip, ve beni cahil sofulardan sanma, ve sende niye yok diye diyerekde hayiflanma, sen ben degilsin ki benim üründen verebeilesin. amma işde biz tarikati raşiidi kurduk, ve ilmimizi yaymakdayiz, ve yeni raşidi fabrikalari kurulmasina yardimci oluyoruz, yeni raşidlerin cogalmasina yardimci oluyuruz, sende tarikimize intisab et, desturumuza harfiyyen uy, sende bir gün, raşid ol, ve raşidi bil sen, ve raşid meyvalarina er. yoksa ibrahimler ibraihimden fatmalar fatmadan,Franzlar franzdan, raşidlerde raşddendir, sen ibrahimken raşid olmayada kalkma, muhammed isen, muhammed kal, ibrahimsen, ibraihim kal, ve özünü bozma, sende nefsini terbiyet et ve yolumuza gir ve özünü bul, sende ibrahimsen, sendeki cekirdegi inkişaf ettirki cicek acsin, ve ibrahim ne demekdir sende de o yüze cikip meyva versin azizim.
ve vaaz sohbetleriomizin birinde dedikki :

yani güneş işigina arapca Dziya
ضي
denilir. bir nakşi büyügü demişki bizim
sizlere verdigimiz feyizi eger muhafaza edebilseniz bu size kiyamete
kadar yeter demişler yani feyz veya füyüzat veya ziya alfa Işıması yani
güneşimizden bizlere gelir ve Muhammed yazili kuran ise ve kuran
kainatin yazilimi ise Muhammed kainat ve güneşimiz iki cihanin güneşi
muhammed mustafa, ve bizler güneş bebeleriyiz yani muhammedin
parcalariyiz. ve güneş sistemimizin icindeki her bir özellik o sistemin
işlevi icin gerekli ve her cibilliyat bir peygamber grubunu temsil eder
demişdik dah önce, ve keciler oglak buralari şuayb ve yakup cocuklari
dedik, ve onlarin azalmasi yani jüpiter burcunda doganlarin azalmasi o
cibilliyati taşiyan sebze, meyva, hayvan, insan ne varsa azaldi
demekdir. ve cimento yoksa harc nasil olmazsa, yahut cimentosu az bir
harc ile yapilan duvar, nasil saglam olmaz ise hepsinin dengeli olmasi
lazimdir. ve amma herşeyin fazlasida zarar azida zarar. lütfen insanlar
aralarinizda konuşun kaynaşin, ve ikizler bebesi yapin. muhammed ikizler
burcudur yani MuhaMMed de üc tane mim vardir yani M harfi latince ikizi
temsilm eder ve yine MeryeM de iki tne M var yani onda ikizler burcu
vardir yani Yine HAVVA da iki tane V veya Hawa yazarsak oda teers ikiz
demekdir. ve ziya güneşimizin parcacigidir yani partiküllerirdir. yani
foton enerjisi.Radyoaktivite

α (Alfa) ışıması: İki
Nötron ve iki protondan meydana gelen, +2 yüklü bir Helyum çekirdeği
yaymaktır. Bu ışıma sonucunda, proton ve nötron sayıları 2’şer birim
azalır. Bu tanecikler +2 yüklü oldukları için elektromanyetik çekime de
yakalanırlar. Bu ışımaların durdurulması çok kolaydır. Örneğin bir
kâğıt yaprak bile yeterli olur.

Peygamberimizin ziyasini devam ettirmesi icin güneşimizin alfa işimasi yapmasi gerekir. ve alfa simgesi budur α
ve bizler muhamedin eeli beyti olarak yani güneşimizin cocuklari olarak
alfa işimasi yapmamiz lazim demekdir bu. ve alfa işimasi demek her
yaptigi işinde alfa hareketi yapmakdir. bunun birkac örnegini
gösteriyorum resimlerimde,

Bu bir alfa oturuşu yani mehdi oturuşu

eger ayak ayak üstüne atarsanz, bu alfa oturuşu demek olmaz yalnişdir o oturuş.

yani fircanizi tutarken serce parmagin arasindan gecirmek ile
yine alfa yansimasi yaparsiniz, yine misvak öyle, bu peygamberin sünneti
ile sabittir, onun yani Muhammed Mustafanin misvak tutuş sistemi bu
şekildedir.yani muhammed hep alfa yansimasi yapmişdir. yine el yazisisi ile yazi yazmak demek ve özellikle harflerine
alfa işareti koymak demek, yine yazarken alfa işimasi yapmaniz demek,
demişdık ve böylece sizlere ilk defa kainatın ve güneşin ziyasını bile bizler tarafından yönetilbilcegini bizzat hakkal yakin ögrettik, ve binlerce insan bu oturuşu ve duruşu cok benimsedi, hatta tiryakisi oldu da, artık vazegecemez oldular, ve böylece bu sene sıcak bır yaz gecirdik ziyası bol bol bir yaz gecdi ve artık sonbahara geldik ve ve birkac gün önce kendi aileme ve cocuklarıma tenbihledimki artık sonbahar geldi ve yaprakların sararması ve soguklarin gelmesi icin bu ziyanin azalmasi şart, o yüzden artık ziya hereketi olan alfa oturuşu ve dıger alfa herketlerini terkedın dedim yanıi mehdi oturuşunu şimdilik terkedin dedim ve islamda terki terke diye birşey vardır,

Zikir Nedir? Vird Nedir? Evrad Nedir? Örnekleri ile Kısa Anlatım

Zikir Nedir : Sözlük  manası ile, anmak, hatırlamak, unutmamak, ve çokca tekrar etmek, ve unutmamak için çokca tekrar etmek manalarını taşır.

Raşidi Tarikatına Göre Zikir Nedir : Zikir bir frekans aralığıdır, ve esas mana ile, sadece bir kelimenin çookca tekrarına verilen isimdir ki, mesela o kelime “Allah”, “Rahman”, “Kerim” gibi bir isimin veyahutta “Ya Kerim” ve “Ya Rahman” gibi bir niyazın ve çağırmanın, çookca tekrarı, veyahutta iki kelimeli “Elhamdülillah”, Sübhanallah” gibi anlam ifade eden iki kelimenin çookca tekrarına verilen isimdir ki, bu sayede insan beyni kainata, belli bir frekansı devamlı olarakdan yayıp gönderir. ve uzak bir yere gönderilmek istenlen bir zikirin adedi, daha yüksek ve çok olmalıdır, ve kesik kesik olmamalıdır, aynı frenaks aralığının çokca tekrarı olmalıdır. Mesela Allah zikirinin ebced değeri 66 olduğu gibi, bu kalp frekansı denilen “1 Hertz” inde değeri 66 dır. Kalbin bir defa Allah demesindeki yaydığı frekans demekdir. Diğer zikirlerinde buna benzer “hertz” cinsinden bir frekans değeri vardır.

Raşidi Tarikatına Göre Vird Nedir : Vird anlamlı bir cümlenin, belli zaman aralıklarında, devamlı tekrarına verilen isimdir ki : Mesela sübhanalllah bir zikir idi, ve elhamdülillah bir zikir, ve Allahuekber de yine bir zikir, ve bunların anlamlı bir cümlede kullanilmiş hali ile “Subhânallâhi velhamdulillâhi ve lâ ilâhe illallâhu vallâhu ekber, Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm.”  şeklinde günün belli vakitlerinde,  her gün, veya buna yakın, iki günde bir gibi, sabah ve akşam gibi, beli vakitlerde, devamlı takrarına verilen isimdir ki, bu sayede belli bir melek grubunun yaydığı frekans aralığına girilmiş olur, ve bir nevi onlardan olunmuş olur. Mesela çok sesli sanat müziği icra edilirken, saz, cümbüş, keman, zil,… hepsi aynı notayı, farklı sesler ile zikrederler, ve toplamı, bir eser, bir şarkıyı oluşturur, işte insanların, bitkilerin, hayvanların ve maddelerinde, aynı virdi tekrar etmeleri, kainata yaymalarıda, böyle bir uhrevi şarkının, mesela rabbimize doğru söylenilmesi gibidir. ve eğer bunun içinde  bir ddilek ve bir istek var ise, rabbimizde o isteğimize cevap verir. Allah,Allah dedin de, mesela ahmet ahmet dedinde, ahmet buyur ne istiyorsun deyince, diyecek sözün yoksa, ahmet kızar,  ne meşgul ediyon beni demez mi? ve zikir eden, Allah rahman,…  diyen kimse, ardına isteği, muradı neyse onu istemelidir, ahmetten bir isteği olan onu cağırır, ve o duyasıya kadar cağırır degil mi? isteğin yoksa, dalgamı geçiyorsun sen onu çağırarakdan.

Raşidi Tarikatına Göre Evrad Nedir : Zikir anlamlı bir veya iki kelime idi, vird anlamlı bir cümle, ve evrad ise, çookca virdden oluşan bir şarkı gibidir. “Raşidi Zikir Evradı” gibi. yani çookca anlamlı cümleden oluşan, ilahi bir şarkının, ve ya bir isteğin, rabbimize iletilmesi, veya onun görevli meleklerine ilga edilmesi ki o istegin O na ulaştırılması için, hergün devamlı, ve belli vakit ,aralıklarında tekrar edilmesidir.  Faidesi ise, mesela senin bir mahkemelik davan var, ve mahkemeye dava açarken, olan biteni kısa cümleler halinde, anlamlı ve makul bir şekilde izah etmek için, bir dilekçe, yani cümleler toplamı yazman icab eder. ve işte evrad da Allahin esmaları, veya kuran ayetleri, veya belli dua terkibilerinin, veya salavatlar gibi bazı özel zikirlerin toplamı ile, ya bir isteği, yahut belli bir getirisi olan, peygamberin söylediği, şunu zikrederseniz, cennette şu dereceya ulaşırsınız dedıği, bazı zikir ve virdlerin, veya isteklerin toplamindan  oluşan, bir dilekçenin, veya manzum bir şarkının, gorevli meleklere duyurulması, onların sayesinde rabbimize iltetiılmesidir. Allahın bunun için melekleremi ihtiyacı var derseniz, önce sizin melek ne demek onu algılamanız lazım, burada melek görevini frekans denilen bir dalga boyutunun uzaklara taşıması manasını ele alınca, bir frekansın yayılaması için, belli dalga boyutuna ihtiyaç varmı yokmu, ve Allah bunu bu yasaya bağlamış mı? o önemli, yani Allah herşeyi belli yasalara ve meleklere tayin etmiş, sen ona melek değilde, sadece dalga olarakdan bakarsan, melek nedir anlamamış olursun.

ve bir nükte vardır:

Adam oğlunu Amerika ya okumaya gönderiyorum diye gönderir. O da gider, orada ingilizce ögrenip okuyacağına, aldığı parayı yer çarçur eder, ve bir gün izine geliyorum diye gelir, adam sorar, oğlum ingilizce ögrendin mi? öğrendim der. peki ingilizce ağac ne demek der? oğlan hemen uydurur:
“dan” demek der.
peki iki ağaç ne  demek der
” dan dan” der
peki orman ne demek der
“dandiri dandan dandiri dandan” der
yani işte zikirde anlamlı bir veya iki kelimenin tekrarı,
vird anlamlı bir cümlenin tekrarı, ve Evrad da işte dandiridandan olmuş oluyor.

Sibh veya Tesbih etmek : Bir zikiri belli bir sayıda tekrar etmek demekdir. Nitekim sübhanallah demek işte Allahin isimlerini bilerek ve belli sayıda tekrar ederim demekdir.
Ezkar: Zikredilen şey demekdir, mesela ezkarın ne deyince, Ben rahman zikiri çekiyon demek gibi.
Zakir : Zikreden kimseye verilen isimdir.
Tesbih : Zikirdeki belli sayıyı muhafaza edebilmek için hafızalı abaküsdür.
Misbah : Tesbihin, abaküsün cinsini belirtir, ağaçmı, naylonmu, cammı, taşmı elmasmı, zümrütmü, yakutmu gibi. Tesbihin renk ve cinsine göre zikir farklı enerji boyutu yayar.

Raşidi Tarikatında Seyri Sülük Yolu Üçe Ayrılır

1. Yol : Nakşibendi yolu yani gizli zikir ile seyri sülük ettirilmek,
2. Yol : Burhani veya Dusukiye yolu  ile açık Zikir ile seyri sülük ettirilmek,
3. Yol : Zül cenaheyn yani Çift kanatlı yol, yani raşidi yolu hem cehri hem de Hafi Zikir ile seyr-i sülük etme yolu.raşidin evini yolu gibi,…  her iki tarfdaki iki kanat ile Cafer Yusufcuk yolu…

Raşidi yolundan seyri sülük etmek isteyen Sofi ve müridan geldiğinde bakılır,..
Anne veya baba tarafından akraba olan Hasan veya Hüseyin isimli kimseler aranır.
Bu  annesi tarafından veyahut annenin babası ve annesi tarafından akrabalar olabilir, dayı teyze veya baba tarafından hala amca Kuzenler Yeğenler dünürler
bunlardan anne tarafından bu isimlere rastlanırsa, birisi veya ikisi aynı kolda var ise, mesela anne tarafında Hüseyin isimli bir akrabamız var ise, sol koldan gizli zikire bağlıyız yani, yol Ebubekir yolu usulü ile olacak, Eğer Hasan var ise yol cehriyiz, yani Açık zikir yoluyla olacak, ve yol Ali yolu olacak..
Eğer Her ikisi de var ise, direkt bir üst sınıf olan raşidii Tarikatı zikirleriyle başlayacak yol.
Bu baba tarafından olursa, usul baba tarafında Hüseyin varsa sağ kol gizli zikir demek genellikle gizli zikir yapmak zorunda, Eğer Baba tarafında Hasan var ise Ali yolu yani cehri Zikir ile zikir yapmak zorunda..
Eğer ikisi de var ise, o zaman bir üst sınıftan başlayabilir, çift kanatlıdır, hem Hasan hem Hüseyin vardır, yani zülcelaleyndir, bu kimseler
aynı durum anne tarafında da geçerli fakat orada sol taraf olduğu için, anne tarafı sol taraftır, yani Sağ taraf baskın ve baba tarafıdır,  sol taraf baskın olmayan taraf demektir.
Eğer akrabalardan bulunamaz ise bu sefer evimizin Sağ ve sol tarafındA Hasan ve Hüseyin isimli  Konu, komşu, tanıdık, Bakkal, çakkal imam müezzin, ögretmen,…isimlerine bakılabilir. Sağdaki isim Hasan ise Ali yolu cehri yol, hüseyin ise gizli yol, ebu bekr ve nakşi usuluü uygulanır.

Raşidi Tarikatında Seyri Sülük Yolu Üçe Ayrılır

Hüseyin Kolu ve birinci yoldan gidecek olanların Takib edecekleri Usul


TÖVBE

Bu usul ile yola nakşibendilikle yani gizli zikir ile başlayacak olanlar Yani sağ kol baskın kol Hüseyin kolu olunca
şöyle tövbe alması lazımdır:

Önce kıbleye karşı oturulur ve Gözler yumulur ve sağ el ileri uzatılır daha sonra

“Yarabi! ben pişmanım! yapmış olduğum bütün günahlardan! Keşke yapmasaydım! inşallah bir daha yapmayacağım, Başağaçlı Raşit Tunca’yı kendime  şeyh kabul ettim.”

Euzu besmele ile

يَدُ اللّٰهِ فَوْقَ اَيْد۪يهِمْۚ

yedullâhi fevka eydîhim

Elimin üzerinde onun eli vardır onun elinin üzerinde Allah’ın eli vardır denilir.
Biatım onadır ondan da öte Cenabı Allah’adır.
Denilip gözler açılır.


Edepler

1 –  Günlük namazlar Eda edilir,

2 – Boş vakitlerde namaz tesbihleri çekilmemişse, onlar boş vakitlerde çekilir, her vakit için 33 Sübhanallah, 33 Elhamdülillah, 34 Allahu Ekber,
3 – Akşam namazından sonra rabıta yapılır, şeyhe gıyabında rabıta, şeyin Resmine bir defa bakılır, ve şeyh gözler önüne getirilip görülmeye çalışılır, sofinin ve bir hali ve maruzatı varsa, kalpten o’na onu da söylenir. Bu Rabıta şeyhi gerçekten karşında göresiye kadar yahutta, o seni ziyaret edeceği  güne kadar, yahut da sen ona gidebilesiye kadar devam edilir. Amaç gayret etmektir, ulaşılamasa da, bir gün o kapı size açılacaktır, açılmadı diye vazgeçmeyin, Tabii ki akşam namazından sonra iki rekat, veya dört rekat, veya 6 rekat evvabın namazı kılınır, evvabın namazından sonra rabıta yapılır, kıbleye karşı dönülür, gözler yumulur, ve biz de 13 Estağfurullah çekilir, gözler yumulur Ondan sonra Şeyh rabıta edilir, gıyabında ve rabıtadan çıkmak isteyince tekrar 13 Estağfurullah denir ve gözler açılır Ondan sonra dünya işlerine dönülür.

ZiKiR USULÜ

Zikire gelince Hüseyin kolunda gidecek olanlar
Nakşiler gizli efdal  olduğu için  zikrederken bir de üzerlerine örtü almışlardır, Biz de örtü almak diye bir şey yoktur, 13 Estağfurullah çekilir, Sadece gözler yumulur, ve  5.000 Allah zikri ile başlanır zikire, ve 100 taneli tesbih alınır, Bu hafif bir cinsten tesbih olursa bilek ve el Yorulmaz ve küçük taneli tesbih ilede çekebilirseniz, daha kısa devir eder, daha kısa sürede biter ve sıkılmazsınız, eğer büyük taneli tesbih alırsanız, çekmeniz uzun süreceği için, her bir taneyi devirmek uzun sürer, Onun için bir an gelir yorulursunuz, İki gün sonra bırakmak durumunda kalırsınız, Eğer öyle olursa iki üç çeşit tesbih kullanın, orta boy, küçük boy, uzun boy, vaktinizi müsait olduğuna göre küçük veya büyük ile çek,  hızlı çekmek istediğin zaman küçük tesbih ile böyle çekersiniz, veyahut da vaktiniz varsa büyük taneli ile daha uzun sürede ve daha şuurlu şekilde tek tek  düşüre düşüre çekersiniz, ama her an ona o şuura Vakıf olmak mümkün değil, yani Siz sadece çekmeye çalışın, 13 Estağfurullah çekilir, gözler yumulur, dil damağa yapıştırılır, dil hareket ettirilmeden Kalp ile Allah Allah Allah Allah Demeye çalışılır, ve tesbih sağ ele alınır, Bu zikir çekilmeden önce sağ el tesbih ile  sol memenin dört parmak altında tutulur, tespih baş parmak ile orta parmak arasında tutulur, ve imamenin oradan, ve işaret parmağıyla, sanki tabancanın mermisini atarcasına, tetiğe dokunurcasına, her bir tane tık tık tık tık tık tık aşağıı çekilir. sadece hızlı şekilde en hızlı şekilde tesbihi nasıl çekebilirseniz o kaadar hızlı şekilde çekebilirsiniz. Allah kelimesini de kalbinizden ne kadar hızlı söyleyebilirsiniz  öyle söyleyin. Yani bu her bir tanede Allah diyeceksin diye uğraşmayın, yani saymaya kalkmayın, sadece tesbih tanelerini  ileri çekin, Çünkü düşünün tetiğe  her bir dokunuşunuzda merminin ileri attığını, Allah denilen bir merminin kalbinizden ateş ettiğini, ve Allah Dedikçe her bir tesbih tanesini aşağıya itmeniz  yeterli bunun için extra saymak gerekmediğini  biliniz. Fakat bu mermi ile Tetik ayın bir şekilde hareket etmez, en hızlı şekilde tesbih tanesinde bir Allah demeniz yeterli, her bir tur da imameye gelindiğinde
“ilahi ente maksudi ve rızâike matlubu” denir
ya rabbi maksadım sensin maksadım rızana talip olmaktır manası bunun da

ikinci elde de ayri tesbih tutulur ve her bir turdan sonra ondaki taneden bir tane ileri itilir ve  ikinci sabit tesbihdeki taneler 50 tene ayrılmış olmalı elli tane olunca  mesala 5000 Allah demiş olursunuz.

zikrin adedi Tamam olunca tekrar 13 Estağfurullah çekilir ve zikirden çıkılır gözler açılır.

Ve bu her 3 ayda bir 5000 yükseltilir, yani 3 ay sonra 10.000 Allah zikri çekilir, O ndan sonraki 3 ay sonra 15.000 Allah zikri çekilir,  Ondan sonraki 3 ay sonra 20.000 Allah zikri çekilir, Ondan sonraki 3 ay sonra sadece 21.000 Allah zikri çekilir, yani Sadece bin artırılır  21.000 Allah zikri çekilir, ve orada artık yol bitmiştir  Ve Hafi Gizli zikreden Gidilmez bizde, Ondan sonra cehri zikre geçmeniz gerekir, Ondan sonra yol Hasan kolundan devam eder, artık  yol cehri zikirdir usul. ve bu usulde forumumuzda daki Dusukuyie usulünü incelediğiniz zaman, oradaki zikir ve evradın  nasıl yapıldığını incelendiği zaman, yol artık o usulü ile devam eder, ve o şekilde üçüncü sınıflara kadar zikir ve Evrad uygulanır, Ondan sonra yol çatallık verir,  yol birleşir, ve fena fillahtan önce bekabillah de Yolları birleştiği yerde, Yollar birleşir, ve artık raşidi usulü ile  Ya  direk Tahsin virdi ile yada (raşidi tahsini şerefiyle) veya  intisab ile girilir zikre başlanır ve artık Çift kanatlı ilerlemeye başlanır ve zikir istenirse cehri istenirse gizli olaraktan zikredilir. ve eğer ailede hangi tarafından Hasan veya Hüseyin varsa. baba tarafında  baskin olan hangisi, baba tarafinda Hüseyin var  ise, o zaman bizim zikrimizdeki Allah zikrine geldiğinde, Hüseyin baba tarafinda ise,  o “Allah” zikiri kalp Zikri şeklinde, Yani biraz önce anlattığımız usulü ile kalp Zikri gibi gizli zikir şeklinde zikredilir, ve eğer baba tarafinda hasan varsa,  cehri Zikir ile zikredilir, bu usulde  artık  kalbin yanına tesbihi tutmak veya benzeri şey yoktur, bizde tespihlerin renkleri vardır, her renk tesbih mevsimine göredir, ve tesbih normal şekilde bir elinizde tutaraktan, Allah zikri normal bir tesbih çekermişcesına zikir edilir. bundan sonraki yolda artık Raşidi usulü devam ettiği için 1. sınıf, 2. sınıf… sınıflara usulüne baktığınız zaman o şekilde devam eder, mezun olduktan sonra iki horoz aynı çiftlikte ötmeyeceği için, artık mezun olan kimse, şeyh raşidin olduğu yerden uzaklaşmak zorundadır. artık kendi usulünü yapaar, misal ile içine Biraz üzüm, biraz Bilmem pekmez katıp, kendisi artık o da yoğuraraktan, kendi usulüne bir şeyler kataraktan, yoluna devam edebilir, yahut da kendisi yol çizebilir, ondan sonra, vesselam.

Hasan Kolu ve ikinci yoldan gidecek olanların Takib edecekleri Usul

Her Sabah ikindiye kadar 1 defa ve ikindiden sonra tekrar bir defa aşağıdaki evradı zikirler yanındaki adedince çekilir

  1. Bismillahirrahmenirrahim (100 Defa)
  2. Estağfurullahul ayızmu Hüvet Tevvabürrahim (100 Defa)
  3. La ilahe illallah (100 Defa)
  4. Ya Daayim (300 Defa)
  5. Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin ve alaa eelihi ve sahbihi ve selleme (100 Defa)

ve bunlar okunduktan sonra zaman varsa meşayıhı Kebire 3 kulhu bir fatiha hediye edilir eger fazla zaman yoksa 3 kulhu bir fatiha meşayıhı Sağıra hediye edilir veya eger zaman dahada kısıtlı ise o zaman 13 kulhu 7 fatiha Şeyh Muhtara ve 13 kulhu 7 fatiha peygamberimiz muhammed mustafa S.A.V e hediye edilir veya daha kısıtlı zaman var ise o zaman sadece 13 kulhu 7 fatiha Şeyh Muhtara hediye edilir

Raşidi Tarikatında Seyri Sülük Yolu Üçe Ayrılır Şeyh Burhan Şeyh Muhammed Raşid Şeyh Abdülbaki Şeyh Raşit
Şeyh Muhammed Osman Abdühül Burhan – Şeyh Muhtar

Meşayıhı Sağır (Kısaltılmış Şeyhler Zinciri)

  1. Şeyh Muhtar
  2. Şeyh Muhammed Osman Abdühül Burhani
  3. Şeyh Ahmed Arabiş Şernubi
  4. Şeyh Muhammed Sehavi
  5. Şeyh Musa Ebil imran
  6. Şeyh ibrahim Gurşud Dusuki
  7. Şeyh Ebul Hasaniş Şazili
  8. Şeyh Adusselam ibni Beşişe
  9. Seyyidina ve Mevlana imami Hüseyin
  10. Seyyidina ve Mevlana imami Ali
  11. Ziyadeten fi Şerefil Mustafa S.A.V

Meşayıhı Kebir Tarikatin Büyük Şeyhler Zinciri

  1. Şeyh Muhtar
  2. Şeyh Muhammed Osman Abdühül Burhani
  3. Şeyh Ahmed Arabiş Şernubi
  4. Şeyh Muhammed Sehavi
  5. Şeyh Musa Ebil imran
  6. Şeyh ibrahim Gurşud Dusuki
  7. Seyyidatina Fatimatiş Şazili
  8. Şeyh Abdülazizil Mekni bi Ebil Mecid
  9. Şeyh Ebul Hasaniş Şazili
  10. Şeyh Adusselam ibni Beşişe
  11. Şeyh Ahmed El Bedevi
  12. Şeyh Seyyid Abdükadiri Geylani
  13. Şeyh Ahmet Errufai
  14. Seyyid Ali Zeynel Abidin
  15. Seyyidatina Zeynep
  16. Seyyidina ve Mevlana imami Hüseyin
  17. Seyyidina ve Mevlana imami Hasan
  18. Seyyidatinas Seyyidete Fatimatüz Zehra
  19. Seyyidina ve Mevlana imami Ali R.A
  20. Seyyidina ve Mevlana imami Osman Bin Afvan R.A
  21. Seyyidina ve Mevlana imami Ömer ibnul Hattab R.A
  22. Seyyidina ve Mevlana imami Ebu Bekri Sıddık R.A
  23. Ziyadeten Fi Şerefil Mustafa S.A.V

Birinci Sınıf sofilerin Zikiri

Günlük evradın haricindeki boş zamanlarda
Estağfurullahul ayızmu Hüvet Tevvabürrahim
zikri 70000 defa olasıya kadar çekilir
70000 tamam olunca yükseltme ve ikinci sınıfa geçilir

ikinci Sınıf sofilerin Zikiri

Günlük evradın haricindeki boş zamanlarda
La ilahe illallah
zikri 70000 defa olasıya kadar çekilir
70000 tamam olunca yükseltme ve üçüncü sınıfa geçilir

üçüncü Sınıf sofilerin Zikiri

Günlük evradın haricindeki boş zamanlarda

Allah Zikri 6666 defa çekilir

Zikre başlamadan önce
aşağıdaki giriş duası yapılır

(Amin amin Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin
Sübhane rabbike rabbil izzeti amma yasifun ve selamün alel mürselin ve eelihim velhamdülillahi rabbil alemin
eşrafil halga seyyidina muhammed )

ve Sonra Zaman müsaid ise Meşayıhı Sağır için 3 kulhu bir fatiha hediye edilir veya 13 kulhu bir fatiha Şeyh Muhtar a hediye edilir

  1. Bismillahirrahmenirrahim (10 Defa)
  2. Estağfurullahul ayızmu Hüvet Tevvabürrahim (10 Defa)
  3. La ilahe illallah (10 Defa)
  4. Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin ve alaa eelihi ve sahbihi ve selleme(10 Defa)

ve ondan sonra Allah zikrine başlanır ve 6666 adet tamam olunca
10 defa Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin ve alaa eelihi ve sahbihi ve selleme zikredilir

eger zamaniniz az ise o zaman Allah zikri 6666 adet yerine sadece 666 adet olarak çekilir

Mürakabe Nedir

Tarikat Alan kişiler için Akşam namazını kıldıktan sonra kıbleye karşı oturulur
Gözler yumulur ve :


(Amin amin Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin
Sübhane rabbike rabbil izzeti amma yasifun ve selamün alel mürselin ve eelihim velhamdülillahi rabbil alemin
eşrafil halga seyyidina muhammed )
denilir
ve Sonra Zaman müsaid ise Meşayıhı Sağır için 3 kulhu bir fatiha hediye edilir veya 13 kulhu bir fatiha Şeyh Muhtar a hediye edilir

1. Bismillahirrahmenirrahim (10 Defa)
2. Estağfurullahul ayızmu Hüvet Tevvabürrahim (10 Defa)
3. La ilahe illallah (10 Defa)
4. Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin ve alaa eelihi ve sahbihi ve selleme(10 Defa)

daha sonra Gözler kapalı olarak şeyh muhtar yani tarikatın şeyhi görülmeye çalişılır
ve görmek için uğraşırken dil ilede devamlı olarak Allah Allah zikredilir sesli olarak.
ve bu zikir nefes alırken Allah denilir ve nefes verilirken yine Allah denilir
eğer şevk ve iştah üstünse kafa sağa ve sola hareket ettirilir zikir esnasında
ve bu on dakika veya onbeş dakıka devam ettirilir
ve mürakabeden çıkmak için 10 defa
Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin ve alaa eelihi ve sahbihi ve selleme
denilir ve gözler açılır
buna her gün akşam namazından sonra devam edilir

Zül cenaheyn yani Çift kanatlı Yol, Yani Raşidi Yoluna intisab

intisab Ne Demektir : intisab, girmek veya intisab edilen o gruba, yere, millete, devlete, cemaata, meclise katılmak, onlardan olmak demektir.

DiKKAT: Virdimizi sadece okumak niyetiyle okuyanlar, okuyabilir. Fakat vird şeklinde okumak isteyen, ve faydasını görmek isteyenler, Raşidi Tarikatına intisab etmek mecburiyetinde. Ve intisab Duası, Tek bir defa olmak üzre, ilk defa girmek istenince okunacak duadır.

Zikirimizde Harflerin Mahrecine dikkat ediniz, (Dad harfi) Harfinin mahreci “dz” şeklinde okunur ki, dil azı dişlerin arasına konarak ze demeye çalılışılır ‘muhammed Diyauddin’ ismi ‘muhammed ziyauddin’ denir yani asli ise ‘Muhammed Dziyauddin’ diye okunur dil sağ azılara veya sol azılar arasına konabilir, ashabdan Ebu Bekr efendimiz iki tarafı ile de bu harfin mahrecini çıkarabilirmiş.
(peltek se) se harfi dil dişlerin  arasına konarak se demeye çalılışılır,
(Peltek ze) dil dişlerin  arasına konarak ze demeye çalılışılır,
Arapça Alfabe yani “Elif, ba” okunurken tesbihimizin iki renkli boncuklu kadranı ile okunur ve, yön onuncu boncuktan imameye doğru okunur. birinci boncukta sıra “dad” harfine gelince
(Dad harfi, sağ azı diş ile okunur) ikinci boncukta (Dad harfi, sol azı diş ile okunur) ve böyle böyle 9 defa alfabe okunur sonuncu seferde yani dokuzuncu seferde yine (Dad harfi, sağ azı diş ile okunurak alfabe tamamlanır bitirilir)
Zikirimizdeki, her (Dad harfine) gelince, birinci zikirde “dad harfine ” gelince (Dad harfi sağ azı diş ile okunur) ikinci zikirde (Dad harfi, sol azı diş ile okunur) üçüncüde tekrardan (Dad harfi, sağ azı diş ile okunur)…diğerlerinde de buna hakeza.

intisab Duası Budur

Rabbi Vedhulni Cemaati ve Zakiri Raşidi ve edhılni müdhalen Sıdkan.

Bu dua okunduktan sonra, sesli olarak Elfatiha denilir. Sonra orada kim varsa, herkes bir defa fatiha okur, ve onlar şahidimiz olur. Orada kimse yoksa, kendimiz okuruz, ve ordaki melekler okur, ve melekler şahidimiz olmuş olur.

Çıkış Duası Budur

Rabbi Vahrucni Cemaati ve Zakiri Raşidi ve ehricni muhracen Sıdkan.

Bu dua okunduktan sonra, sesli olarak Elfatiha denilir. Sonra orada kim varsa, herkes bir defa fatiha okur, ve onlar şahidimiz olur. Orada kimse yoksa, kendimiz okuruz, ve ordaki melekler okur, ve melekler şahidimiz olmuş olur.

Virdimiz, iki seher vaktinde okunur. (Yani Sabah seheri ve ikindiden sonra ikindi seheri) Günde iki defa okunup, vird edilir.

RAŞiD’i TARiKATINA iNTiSAB (GiRiŞ) DUASI

Bu Alttaki Dua yi 40 gün okuyan RAŞiD’i TARiKATINA intisab etmiş olur.

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim (3 Defa)

Hasbünallahivenimelvekil (5 Defa)

Ni’mel Mevla ve ni’me’n nasîr, ğufrâneke rabbenâ ve ileykel masîr (1 Defa)

Ve mekerû ve mekarallâhu, vallâhu hayrul mâkirîn (5 Defa)

Bismillahirrahmanirrahim
Kul eûzü birabbilfelak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri ğâsikin izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil’ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased.

Bismillahirrahmânirrahîm
Kul e’ûzü birabbinnâs. Melikinnâs. İlâhinnâs.Min şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi, Minelcinneti vennâs.

Bismillahirrahmânirrahîm
Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm, lâ te’huzühu sinetün velâ nevm, lehu mâ fissemâvâti ve ma fil’ard, men zellezi yeşfeu indehu illâ bi’iznih, ya’lemü mâ beyne eydiyhim vemâ halfehüm, velâ yu-hîtûne bi’şey’im min ilmihî illâ bima şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel’ard, velâ yeûdühû hıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azim.

La Havle Vela Kuvvete İlla Billahil Aliyyil’Aziym.

Rabbic’alni mukimessalati ve min zürriyeti. Rabbena ve tekabbel dua. Rabbenağfirli veli valideyye velil muminine yevme yekumul hisab.

Ülaikellezine hüm aleyhim salavatihim yuhafizun.

Ellezîne yu’minûne bil gaybi ve yukîmûnes salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn.

Rabbenâ âtinâ min ledünke rahmeten ve heyyi’lenâ min emrinâ raşedâ.

Ellezîne yezkurûnallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkıs semâvâti vel ard, rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ, subhâneke fekınâ azâben nâr

Ellezîne yekûlune rabbenâ innenâ âmennâ fagfir lenâ zunûbenâ ve kınâ azâben nâr.Es sâbirîne ves sâdıkîne vel kânitîne vel munfikîne vel mustagfirîne bil eshâr.

Vallâhu gâlibun alâ emrihî ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemun

Kâle mûsâ mâ ci’tum bihis sihr, innallâhe se yubtiluhu, innallâhe lâ yuslihu amelel mufsidîn.

Keteballâhu le aglibenne ene ve rusulî, innallâhe kaviyyun azîz.

Rabbî enniy messeniyeş şeytanu binusbin ve azâba. Rabbî eûzübike min hemezâtiş şeyâtıyni ve eûzü bike rabbî en yahdurun.

Mâ terâ fî halkır rahmâni min tefâvut, ferciıl basara hel terâ min futûr. Summerciıl basara kerreteyni yenkalib ileykel basaru hâsien ve huve hasîr

iSTIAZE DUASI EL EVVEL

istiaze Duası El Evvel Budur

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil kafiriyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil müşrikiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil münafikiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil hasidiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil fasıkıyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil hainiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil kazibiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil müfsidiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil müsrifiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil aduvviyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil sahiriyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil neffasatil ugadiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil mücrimiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil zalimiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil vahişiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna ales kavmis seyyietil müseyyi iyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil hıyalil küllü mütehayyilliyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alen kavmin nazerel hainiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil keşfel küfrül kaşifiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmiş şematati küllü şamitiyn,
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil amelil bahilliyn
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil gafelel El gafiliyn
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil amelil yüraun
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil acelel küllü muacciliyn
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmit tecavezel mütecaviziyn
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil inkarel münkiriyn
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil iftirael müfteriin
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmis seerigal müseerigun
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmin naakısel munkısun
vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmid deccal ve havaassehü ve euzubike en rabbi yahdzurun.(Dad harfi sağ azı diş ile okunur)
vağfu anna vağfirlenaVerhamna ente mevlana fensurna alel kavmiş şeytanirracim ve hizbühü ve euzubike rabbi en yahdzurun. (Dad harfi sol azı diş ile okunur)
Rabbena ve takabbel bi duai, Rabbenağfirli veli valideyye velil muminine yevme yekumul hisab, istecib duaena birhametike ya erhamerrahimiyn. Veselamün alel Mürseliyn, Velhamdülillahi Rabbel Alemin.

Ennel ardza, yerisuhu ibadiyessalihun,
Ennel ardza, yerisuhu ibadiyessalihun,
Ennel ardza, yerisuhu ibadiyessalihun.

Rabbi inneke semîud duâi,
Rabbi inneke semîud duâi,
Rabbi inneke semîud duâi.

Tekabbel minna inneke entes semiul Aliym,
Tekabbel minna inneke entes semiul Aliym,
Tekabbel minna inneke entes semiul Aliym.

Adede ma vesiahu ilmullah,
Adede ma vesiahu ilmullah,
Adede ma vesiahu ilmullah.
Adede ma vesiahu ilmullah.

Sadakallahül Aziym. Rabbena ve takabbel bi duai, Rabbenağfirli veli valideyye velil muminine yevme yekumul hisab, istecib duaena birhametike ya erhamerrahimiyn. Veselamün alel Mürseliyn, Velhamdülillahi Rabbel Alemiyn.

أعوذ بالله من الشيطان الرجيم بسم الله الرحمن الرحيم

وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْاٰنِ مَا هُوَ شِفَٓاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَۙ وَلَا يَز۪يدُ الظَّالِم۪ينَ اِلَّا خَسَاراً

صَدَقَ اللّهُ العَظِيمُ

سُبْحَٰنَ رَبِّكَ رَبِّ ٱلْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ

وَسَلَٰمٌ عَلَى ٱلْمُرْسَلِينَ

وَٱلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ

—oOo—

Eğer Raşidi Tarikatından Herhangi bir sebebden ayrilip çıkmak istenirse aşağıdaki dua okunur, ve çıkmak isteyen kimse zikirlerimizi okumayı bırakır.

DUA BUDUR

Rabbi Vahrucni Cemaati ve Zakiri Raşidi ve ehricni muhracen Sıdkan.
sonra sesli olarak Elfatiha denilir. Sonra orda kim varsa herkes bir defa fatiha okur ve onlar şahidimiz olur, kimse yoksa kendimiz okuruz ve ordaki melekler okur, ve melekler şahidimiz olmuş olur.